İrem, kendine özgü havasıyla içeri girdi. Hareketleri, makyajı, masalara şöyle bir göz atışı, giyimindeki sade şıklık, Murat’ı gördüğünde yüzündeki gülümseme, kumral dalgalı saçları, yürüyüşü, çantasını masaya bırakışı, oturuşu… Sanki uyum içindeki bir resimde bütün renkler birbirini tamamlaması için seçilmişti…
Bir yıl önce ayrılmak istediği karşısında oturan bu kadının, şu anda çocuğunun annesi olduğu geldi Murat’ın aklına. Bir yıl… Ne çok şey değişmişti hayatında…
“Hoş geldin hayatım.” dedi, “Hoş geldin Doktor.” yerine…
“Hoşbuldum canım, iyi misin sen?”
“Eh işte.” Gülümsedi.
“Bir şeyler yedin mi?”
“Sandviç yedim seni beklerken.”
“Afiyet olsun.”
“Buraya en son geçen sene gelmiştik hatırlıyor musun?”
“Hatırlatmasan daha iyi olur aslında…” yüzünü pencereden dışarı çevirdi söylerken.
“Hayır… Bir bayana araba çarpmıştı… Sen hastaneye kaldırmıştın.”
“Hatırlamam mı!” İrem’in hala dışarıya bakan yüzündeki ifade korkutmuştu Murat’ı.
“Neden öyle söyledin? Anlamadım?” diye sordu çekinerek.
“O dönem neler yaşadığımızı biliyorsun Murat.”
“Evet de bunun kazayla ne ilgisi var ki?”
“Ya bunu konuşmasak olmaz mı?”
“Gerçekten anlamadım hiçbir şey. ”
O an Murat’a bakamadığından mıdır yoksa olayları hatırlamak için konsantre olmak için midir bilinmez; dışarıya, hatta kazanın olduğu yola bakmaya devam ediyordu İrem…
“Kaza olduğu sırada, sana o akşam bana gelmeni söylüyordum tam. Hamile olduğumu söyleyecektim. Neyse işte, sonra birden o kaza oldu. Koşup gittim. Genç bir kadın bacağını kırmıştı…”
“Ee? ”
“Sonra o genç kadın ambulansta bana küçük bir sırrını verdi. Yardım istedi.”
Artık şaşkınlığını gizleme gereksinimi hissetmiyordu Murat.
“Bir sırrını mı?”
“Evet… Kaza olmadan yarım saat önce eşinden boşanmış, mahkemeden dönüyormuş. Asıl kaygılandığı şey kırık bacağı değil, hiç kimsenin bilmediği karnındaki iki aylık bebekmiş.”
Yüzü asılı kaldı… Annesine gidip rüyasını anlatışını hatırladı. Bir şeylerden kaçarken kendisine tutunan kızı…
“Aynı şeyi yaşayan iki kadın ilginç bir şekilde aynı aracın içindeydi Murat. İkimiz de iki aylık hamileydik. Küçük bir fark vardı yalnızca. Ben kocamdan boşanmak üzereydim. O, az önce boşanmıştı… Ben karnımdaki bebeği aldırmayı düşünüyordum. O, bebeğini az önce düşürmüştü.”
“Bunlardan bana neden hiç bahsetmedin peki?”
“Ne diye bahsedecektim ki. Beni terk etme ne olursun bu kadın gibi olmak istemiyorum diye mi!”
“Hayır o şekilde…”
“Neyse işte, bacağı alçıya alındıktan sonra bir doktor arkadaşımın özel muayenehanesine yolladım onu… Bebek alındı…”
Demek bu yüzden hastaneden aldığı adreste bulamamıştı o gece Deniz’i. Parçalar yerine oturmaya başlamıştı.
“O gece gelmedin Murat. Bütün gece aynaya baktım. O kız gibi olmaktan çok korktum Murat. Sana yemin ederim. O kızın ye…”
Ağlamaya başladı. Murat yerinden kalkıp yanına oturdu İrem’in. Sarıldı, saçlarını okşadı.
"Seni bir yere götüreceğim..."
45 dakika bolum 12.mp3 - 45 dakika bolum 12